İLYAS YILMAZ
Em. Plt. Kur. Yb.
TESUD Bakırköy
Date: 21.07.2024

CYPRIOT HEROES

Sabah 9.00  sahile indim, İngilizler kahvaltıyı bitirmiş, yürüyüşe başladım ama siz yoksunuz. 9.30 İngilizler sahilde kitap okuyor, tek başıma denize atladım, siz yine yoktunuz. Denize sordum, nerede bunlar?  Minik dalgalar birbirine fısıldadı, İlker KARTER, Fehmi ERCAN, Cengiz TOPEL?. Ama, sizi hatırlamadılar. Aradan bir damlacığın kısık sesini duydum. ‘İmdat seslerine geldiler. Kocaman kuşların gözlerinde gördüm onları, yavrularını savunan şahin gibiydi, her biri. Yavrular özgür, yavrular mutlu; Karter, Ercan; Topel bir daha görmedim o kararlı gözleri, o keskin bakışları’


O esnada ben, cam gibi berrak suyun dibinde, küçücük kum sıradağları üzerinde, sabah güneşiyle oynaşan ışık haleleri arasında kaybolmuşum. İleri biraz daha ileri derken sahilden açıldığımı fark etmedim, büyümüş olmalarına rağmen, halelerin deniz dibinde kumlar üzerindeki muhteşem dansını izleyebiliyordum. Bir kum nasıl bu kadar ince ve bir deniz nasıl bu kadar berrak olabilir. Geri döndüğümde, dizime gelen suda çıplak ayak yürümenin keyfini yaşıyor ve su üzerinde gördüğüm hafif hafif oynaşan gökkuşağı renklerini izliyordum. Uçakla bir türlü altından geçemediğim rengarenk gökkuşakları arasında yürümek; böyle bir mutluluk olamaz. Bana bu tatili hediye eden Kahramanlar; biliyorum sizsiniz, ama siz yoksunuz. Küçük balık sürülerine takıldım, kumlar üzerinde kayan gölgelerini izliyordum. Balıklar ayak parmaklarımı minik minik öperken, sizi onlara da sordum, gözlerini kırpmadan öylece anlamsız anlamsız baktılar. İçlerinden biri ‘bizim evimiz üzerinde Kocatepe yazan dev bir gemi içinde, dedem; üzerindeki ay-yıldız işaretinin ailemizi koruyan bir sığınak olduğunu söylerdi. Bizim korunağımız olan gemide, bir zamanlar Güven Erkaya’nın kahramanları yaşamış. Ve Güven Paşa, evini kaybettiği o acılı günü asla unutmamış, ‘aynı hata bir daha olmamalı’ düşüncesiyle yeni bir donanma kurmuş. Türk insanını mavi vatanda özgürce dolaşması için, akıllı eğitimli insanların yönettiği modern savaş gemilerinden oluşan yeni bir deniz kuvveti oluşturmuştur.

Seyşeller, Maritus, Puket veya Samui adası; tüm denizlerde yüzdüm. Devamlı güzel bir deniz ve huzurlu bir ortam arıyordum. Ama bir türlü muhteşem bir deniz bulamadım. Şimdi Kıbrıs’tayım. Meğer uzaklarda paramızla rezil olmuşuz, Saygıdeğer şehitlerim, Gazilerim, kahramanlarım; Güzel ve değerli olan her şey sizlerin eseri ve çok yakınımdaymış. Kaldığım otele genelde yaşlı İngiliz turistler gelir. Yıllardır takip ederim, İngiliz tatil için nereye gidiyorsa o bölgeyi ciddiyetle düşünmek lazım, bu insanlar mutlaka detaylı inceler ve güzellikleri bulurlar. İngilizler, dünyanın harika yerlerini yıllar önce fark edip oraları işgal eder veya en azından tatil yaparlar. Antalya’da pek İngiliz göremezsin, ancak Fethiye-Marmaris bölgesinde pek çok İngiliz’e rastlamak mümkün. Diğer taraftan, bulundukları yerde inanılmaz sessizler varlıklarını hissedemezsin, öyle ortada ulu orta dolaşma, bağırma çağırma duyamazsın, sabah erken kalkar, kahvaltı sonrası yüzerler ve kitap sayfaları arasında kaybolurlar. 

İngilizleri sever miyim?  Dedelerimi öldüren ve sürgünler yaşatan insanlar? Sistem adamı olmaları ve çok güzel planlama yapmaları dolayısıyla sadece saygı duyarım. Padişah’ı İstanbul’da koruma karşılığı Kıbrıs’ı almalarını anlayamam. Nasıl başardılar? Cevabını öğrenmek isterim. Gittiği her yerde kendi eğitim, kültür ve ticaret sistemini kuran emperyal bir devlet, İngiltere’yi tanımak gerek. 18-19-20 nci yüzyıllarda dünya coğrafyasının %95 ini işgal etmiş, ilk sanayi devrimini yapan ve ilk işçi hakları mücadelesi veren bu insanları anlamalıyım. Tüm bu başarı için akıl, bilim, üretim ve çalışma azmi lazım. Daha da önemlisi sistem adamı olmak lazım. Şehitlerimizi çoğaltmamak ve unutmamak için öğrenmeliyiz. Akıllı ve sistem adamı olmanın yöntemini biz Türkler de bulmalıyız artık. 

Girne batısı çıkarma sahilindeyim, elimde Antep fıstıkları ufak ufak atıştırırken, çıkarma gününü hissetmeye çalışıyorum. Bir serçe, masada zıplayıp duruyor, belliki acıkmış. Masa üzerine, fıstık içlerinden birkaç parça bıraktım. Kıbrıs kahramanlarını, hoplaya zıplaya büyük bir keyifle fıstıkları yiyen serçeciğe de sordum;  ‘Dedem anlatırdı, göçmen kuşlar gibi dalgalar halinde, korkusuzca ve kararlı çıkmışlar bu kocaman sulardan, içlerinden bazıları şehadet ırmağına atlamış, Albay Karaoğlanoğlu ve pilot Fehmi Ercan, top mermisi üzerlerine düştüğünde birlikte yan yanaymış, el ele, gönül gönüle gitmişler, cennete’ derdi.


(Üzerinde uçaksavar yerleştirilmiş olan bu binanın diğer yarısı F-100 uçağının roket atışı ile vurulmuştur.)

Kıbrıs’ta da trafik, ticaret, mahkemeler veya eğitim sisteminde; 307 yıl hüküm süren Osmanlı etkisi değil, 82 yıllık İngiliz etkisi görülür. Kıbrıs, Girit, Rodos veya Midilli ve diğerlerini ne anlamış ne de kıymetini bilmişiz. Şimdi Kardak adasına dediğimiz gibi, bir zamanlar Kıbrıs’a da eşek adası denmiş ve önemsemeden geçmişiz. Biz sistem adamı olamıyor, kültür oluşturamıyoruz, maalesef. Sistemsel bir zihniyete sahip olmak, öyle kolay değil. Ana sınıfından itibaren, hatta doğuştan sonra tüm eğitim safhalarında çocuğa birlikte çalışma, grup olarak başarma kısaca paylaşma eğitimi verilmeli. Hep birlikte olunca bu ülkeyi büyütürüz, birlikte güçlü oluruz ve birlikte paylaşarak mutlu oluruz. Bu sözler, tüm insanımızın beynine temel taş olarak yerleşmeden başaramayız. Bunu en iyi sen bilirsin, Cengiz Topel. Uçağın yanarken atladın ve Rum eline düştün, tek başına ve çaresiz. Yalnızlığın acısını ve ızdırabını en çok sen bilirsin, şehit pilotum.

Erenköy’de portakal bahçelerinde dolaşıyorum, özgürce geziyorum Girne sokaklarını, Beşparmak’ta yemek yerken Girne ayaklar altında, siz kahramanlarımıza arz-ı hürmet ederek pırıl pırıl parlayan denizde mutluluğu yaşıyorum. Lala Mustafa Paşa, Ecevit-Erbakan ve Rauf Denktaş sizlere minnet duyuyorum, havuz başında keyifle kahvemi yudumlarken, 498 Mehmetçik ve 1672 Kıbrıs Türk kahraman şehidimizi saygı ile selamlıyorum. Unutmayacağız, Aşçımızın hazırladığı nefis yemekleri tadarken; Beşparmak dağının zirvesine tankıyla çıkan Mehmet’i veya apartman tepesinde ölüm kusan uçaksavar mevziini, Kaddafi’nin gönderdiği roketle yok eden F 100 pilotunu bu güzel Kıbrıs gününde yüreğimde hissediyorum. Kısaca tüm vatan sever insanlarımızı hürmetle ve saygı ile yad ediyorum.

Akşam yine yürüyorum, sahilde. Gençler, kızlı-erkekli Ankara havaları oynarken, Güneş  tüm renklerini yayarak bulutların arasından yavaş yavaş kayboluyor. İddia ediyorum, en muhteşem güneş; Kıbrıs’ta doğar ve batar ve dahi seyredilir. Dönüşte baktım, gençler, denize girmiş kahkahalar arasında oynamaya devam ediyordu. Saygıdeğer Kıbrıs kahramanları; sizin sayenizde.

Kıbrıs sakin, Kıbrıs huzurlu ve temiz. İnşallah hep böyle kalır.

Selamlar, Saygılar

İlyas YILMAZ
Pilot

Akıl, Bilim ve vicdanla Hoşça Kalın.